Yetersiz miyim?

0

Yetersiz miyim?

İnsanlar ile olan iletişiminizde, değer verip değer almanızda sorun yaşıyor musunuz? Mesela yeni tanıştığınız veya hayatınızda sürekli var olan birisinin yanında gereksiz kaygı, heyecan yaşıyor musunuz? Diyelim ki patronunuzdan herhangi bir istekte bulunacaksınız, ancak içinizde gereksiz bir heyecan oluşuyor. Belki de bu heyecan yüzünde isteklerinizi dile getirmekten vazgeçiyorsunuz ve kendinize yetersiz miyim sorusunu soruyorsunuz.
Aynı şekilde bu gereksiz heyecanı, kaygıyı sınıfınızdaki zengin görünümlü erkek veya kadına karşısında da yaşıyorsunuz. Yani onlardan bir istekte bulunamıyor, onlar ile konuşmaktan çekiniyorsunuz. Ancak sınıfınızdaki kendi halinde takılan, dışarıdan güçsüz görünen kişiden hiç çekinmiyor, ondan her türlü talebi isteyebilecek gücü kendinizde görüyorsunuz.

Peki neden mental anlamda güçsüz birinin yanında kendinizi rahat hissederken, mental anlamda güçlü görünen bir kişinin yanında gereksiz bir heyecan yaşıyorsunuz? Elbette bu sorunun cevabını bilenler vardır ancak ben bilmeyenler için açıklıyım: Çünkü güçsüz görünen insanın yanında kendinizi bilinçaltı düzeyde yeterli hissederken, güçlü görünen bir kişinin yanından kendinizi “yetersiz” hissediyorsunuz. Yetersiz hissettiğiniz insanın yanında ise doğal olaraktan gereksiz heyecan yaşıyorsunuz.

Yetersizlik hissi herkesin hayatının bir döneminde yaşadığı bir durumdur. Bu hissin beraberinde getirdiği, öz saygı eksikliği, kendini beceriksiz ve güçsüz hissetme, hatta utanç duygusu kişinin ilişkilerini sürdürmedesine, okulda veya işte başarı elde etmesine ve mutlu ve huzurlu hissetmesine engel oluyorsa altında yatan nedenlerin araştırılması gerekir.

Yetersizlik Duygusu Nasıl Oluşur?

Duygularımızın büyük çoğunluğu 0 – 7 yaş arasında, yani çocukluk yıllarımızda oluşur. İşte yetersizlik duygusunun oluşması da bu yaşlara dayanır. Yetersizlik duygusunun oluşmasındaki en önemli sebep sürekli eleştiridir. Çocukluk yıllarında aileler tarafından “Sen yapamazsın, beceriksiz, salak, senin zaten kafan çalışmaz, bizim oğlanda biraz tembel” tarzında eleştiriler ile büyütülen çocukların yetersizlik hissi yaşaması çok doğaldır.

Çünkü küçük bir çocuğun hayattaki en büyük isteği ailesi tarafından onaylanmak ve sevilmektir. Çocuğun ileri ki yaşlarında sağlıklı psikolojiye sahip olabilmesi için sevgiye ve onaylanmaya ihtiyacı vardır. Ancak bizim Türk toplumunda çocuklar, aileleri tarafından çok sığ bir bakış açısı ile büyütülür.
Mesela çocuğa sevgi gösterilmez, çünkü çocuğa sevgi gösterilirse “Çocuk ileride şımarabilir ve ailenin başına çıkabilir.” gibi saçma bir inanç vardır. Aynı şekilde takdir etmek, onaylamak, aferin kelimesi gibi olumlu cümleleri çocuğa söylemek, bizim Türk toplumundaki bazı aileler için çok anlamsızdır. Yani ne gerek var çocuğu takdir etmeye, onaylamaya, başarılı ise zaten olması gerekiyor. Başarısız ise acıma yok, vur tekmeyi..
Kısacası, yetersizlik hissinin nedenleri? çocukluk yıllarından itibaren ailesi, çevresi tarafından sürekli eleştiriye maruz kalma, sevgi görmeme, onaylanmama gibi durumlar başlıca yetersizlik hissinin kaynağıdır.

 

Yetersizlik Duygusunun Size Verdiği Zararlar

Yetersizlik duygusunun size en çok zarar verdiği alan, şüphesiz ki ilişkilerdir. Eğer insanlar ile olan ilişkilerinizde yetersizlik duygusu yaşıyorsunuz, ilişki başlatmada sorun yaşıyorsunuz demektir. Çünkü kendinizi bazı konularda eksik gördüğünüz, yetersiz hissettiğiniz için karşı tarafı sizden daha yeterli, yani daha üstün görürsünüz.

Bu durumda sizin karşı taraf ile olan ilişkinizde o kişiden uzak durmak istemenize neden olur. Çünkü siz, karşı tarafı bilinçaltı düzeyde kendinizden daha üstün gördüğünüz için, onun yanında rahat davranamaz ve neticesinde sıkılırsınız. Ayrıca kendinizden daha üstün gördüğünüz bir kişinin sizin hakkınızda yapacağı olumsuz bir yorumu kafaya takacak, moralinizi bozacaksınızdır. İşte yetersizlik duygusu yüzünden, ilişkilerinizde yaşayacağınız bu üç etken ( rahat hissetmeme, sıkılma, eleştirilme ihtimali ) yüzünden ilişki başlatamazsınız. Bu da sizin yetersizlik hissi yüzünden, hayatınızda sosyal ilişkileriniz olmayacağı, olsa bile kendinizi yanında yeterli hissettiğiniz insanlar ile arkadaş olabileceğiniz anlamına gelir.
Anlayacağınız üzere farkında olmadığımız ancak ilişkilerimizde bize sorun çıkaran en büyük sorunlardan bir tanesi yetersizlik duygusudur. Yetersizlik duygusu yüzünden ilişkilerinizde dile getirmek istediklerinizi söylemezsiniz bile. Çünkü karşı taraftaki kendinizden yeterli gördüğünüz bir kişinin, dile getirdiğiniz düşüncenizi onaylamama ihtimali sizin moralinizi bozacaktır. Moralinizin bozulması da sizin ruhen canınızı sıkar, acıtır. Bu etken bile sizin bir ortamda sus pus oturmanıza neden olacaktır.

Yetersizlik duygusunun sizlere vereceği diğer zararlar ise:

Özeğer duygunuzu azaltır: Yetersizlik duygusuna kapıldığınız ve yapmayı ertelediğiniz işler yüzünden kendinizi sürekli eleştrirsiniz. Kendinizi eleştirmeniz de özdeğer duygunuza zarar verir.
Başarısızlık korkusunu tetikler: Yetersizlik duygusu, yapacağınız işlerde kendinize güven duymak yerine, kendinize şüphe ile bakmanıza neden olur. Yani “Ben bu işi yapabilir miyim?” diye kendinizi sorgularsınız . Bu sorgulama da başarısızlık duygusunu tetikler.
Özgüven duygunuzu zedeler: Yetersizlik duygusu ve özgüven arasında sıkı bir bağlantı vardır. Kendinizi yetersiz hissettiğiniz bir alanda özgüvenli olmanız mantık dışıdır. Özgüven herhangi bir alanda kendinizi yeterli hissetmeniz neticesinde ortaya çıkan bir duygudur. Bu yüzden yetersizlik hissi, özgüven duygunuz üzerinde de size çok büyük zarar verir.

 

Yetersizlik Duygusunu Yenmek İçin Yapabilecekleriniz

  • Kendinize Olan Bakış Açınızı Değiştirin

Yetersizlik hissi yaşamak istemiyorsanız, ilk olarak kendinize karşı olan bakış açınızı değiştirmelisiniz. Çünkü yetersizlik duygusunu yaşayan bir insanın aslında en büyük problemi kendisini bilinçaltı düzeyde küçük görmesidir. Yani yetersizlik duygusuna sahip bir kişi kendisini diğer insanlardan daha aşağıda görür. Ancak çoğu zaman, kişi bu durumun farkında değildir. Çünkü ego, bu gerçeği kabul etmek istemez. Bu yüzden toplumun büyük çoğunluğu, yetersizlik duygusunu yaşasa da bunun farkında değildir. Ancak bu durumun farkına varmış bir bireyin yapması gereken ilk iş, kendisine olan bakış açısını değiştirmek olmalıdır.
Kendinize olan bakış açınızı değiştirebilmeniz içinse kendinizin farkına varabilmeli ve hayatta var olan güzel, değerli varlıkları hak ettiğinizi düşünmelisiniz. En önemlisi de hayatta her halinizle yeterli ve değerli bir insan olduğunuzun bilincinde olmalısınız. Kendi değerinizi para, statü, şöhret gibi değerlere bağlamamalısınız. Unutmayın ki dünya üzerindeki kimse sizden üstün değil, sizde kimseden üstün değilsiniz. Bazı insanlar hayatta var olan maddi varlıkları sayesinde ne kadar önünüzde olsa da bu onların sizden üstün olduğu anlamına gelmez. Ayrıca unutmamanız gereken bir diğer gerçekse; “Kimse sizin değerinizi belirleyemez, sizin değerinizi ancak kendiniz belirlersiniz.”

  • Hayat İçindeki Varlıkları Gözünüzde Büyütmekten Vazgeçin

Para, şöhret, statü vb. Maddi ve manevi varlıklar güzeldir. Bunlara hiçbir sözüm yok, ancak bu varlıkları gözünüzde olduğundan fazla büyütmek, sizde yetersizlik duygusunun oluşmasına neden olacaktır. Hayatta güzel şeyleri isteyin, ancak bunları hastalıklı bir istek haline getirmeyin. Çünkü başkasının varlığı sizdeki yokluğu tetikler hesabı, istekleriniz yerine gelmeyince, başkalarında gördüğünüz varlıklar sizde sürekli yokluk, yetersizlik duygusu oluşturur. Bu yüzden, hastalıklı bir isteğiniz varsa bu isteği normal dozuna düşürün. Unutmayın ki hayat içerisinde sahip olduğunuz maddi ve manevi varlıklar sizi terk edebilir; sizi terk etmeyecek tek kişi, sizsinizdir!

 

  • Sosyal Medya Kullanırken Kendinizi Kıyaslamayın

Sosyal medyanın size verdiği en büyük zarar: Yetersizlik duygunuzu tetiklemesidir. Çünkü sosyal medya denilen ortamda insanlar sadece kendi egolarını tatmin etmeye çalışıyor. Bu davranışlarının neticesinde ise ellerindeki tüm varlıklarını sergiliyorlar. Mesela Youtube’a giriyorsunuz ve keşfetinize bakarken karşınıza çıkan videolar genelde şu şekilde oluyor; “Ali 1 milyon TL değerindeki arabası ile yarışa giriyor, Mehmet 100.000 TL para dağıtıyor, diğeri 10 milyon değerindeki mütavazı evini tanıtıyor vs.” Sonrasında kendi hayatınıza dönüp baktığınız da ayda 4.000 TL’ye yani asgari ücrete çalışıyorsunuz, arabanız yok, kirada oturuyorsunuz ve içinizde yetersizlik duygusu tekrardan “Ben burdayım” demeye başlıyor ve mutsuz oluyorsunuz.

 

  • Yetersiz Hissettiğiniz Alanları Keşfedin

Yaşamınız içerisinde yetersizlik hissinin kendisini nerede gösterdiğini bulmaya çalışın ve bulduğunuz alanlarda kendinizi neden yetersiz hissettiğinizi sorgulayın. Bulduğunuz cevaplar sizlere, karşınızdaki varlığı ( insan, para vb. ) büyüttüğünüz için yetersiz hissettiğinizi gösterecektir. Kendinizi hangi alanlarda yetersiz hissettiğinizi fark etmeniz, sizdeki yetersizlik hissi problemini büyük oranda ortadan kaldıracaktır. Çünkü yetersizlik hissini oluşturan kendi düşüncelerinizi keşfetmeniz neticesinde, o düşünceleri pasifleştirecek yeni düşünceleri oluşturabileceksiniz. Bir nevi kendinize yeni bakış açıları oluşturmuş olacaksınız. Bu da zaten yetersizlik duygusunu yok etmek için yeterlidir.

 

  • Kendinize Saygı Duyun

Bilinçaltı düzeyde kendinizi küçük görmeniz neticesinde yetersizlik duygusu oluşur. Ancak yetersizlik duygusunun da oluşturacağı bir eksiklik vardır; Bu eksiklikte özsaygı eksikliğidir. Kendisini bilinçaltı düzeyde küçük gören bir insan kendisine nasıl saygı duyabilir? Tabi ki duyamaz. Çünkü kendinize olan saygınız ile kendinize olan bakış açınız birbirine paraleldir. Yani, kendinize olan saygınızı artırmaya başladıkça, yetersizlik duygunuz da azalmaya başlayacaktır. Bu yüzden hayatınız içerisinde kendinize olan davranışlarınız ve düşüncelerinizde kendinize saygı duyun. Kendinize saygı duyduğunuzu kendinize gösterin.